8. Gün Fusterlandia & Cocktail Workshop & Amerikanlar
Havana’daki ikinci günümüzde şehir turumuza başlıyoruz. Gezeceğimiz çok yer var bugün. Sabah Havana’nın olmazsa olmazlardan biri olan Küba purolarının üretildiği fabrikayı görmek. 1902’den beri faaliyette olan puro fabrikasından sonra, ünlü Devrim Meydanı’na çıkacağız. Meydanda Che’nin rölyefi ve “Hasta la Victoria Siempre / Daima Zafere Kadar” yazısıyla birlikte “Vas bien Fidel” yazısını göreceğiz. Fidel halka hitap ederken, yanı başında duran Cienfuegos’a “Nasıl gidiyor?” sorusuna Cienfuegos hep “Vas bien Fidel / İyi gidiyorsun Fidel” diye cevap verirmiş. Ardından El Capitolio’yu, Morro Kalesi, Havana Limanı’nın ağzından başlayıp kıyısı boyunca uzayıp giden Malecon Bulvarı, şehirle tezat bir vaha olan Havana Ormanları’nı, Paseo Del Prado Bulvarı ve “Milletlerini Özgürleştiren Liderler Parkı”nda Atatürk Büstü’nü göreceğiz.
Sonraki durağımız Fusterlandia. Callejon de Hamel’den başlayan ve bütünüyle bir sanat eseri olarak kabul edebileceğimiz mahalle, bize Alice Harikalar Diyarında gibi hissettirecek. Ve eğitim zamanı! Küba’ya yakışacak şekilde, kokteyl workshop’una katılacağız. Kübalılar şu söze inanır: “Biliyorsan öğret, bilmiyorsan öğren.” Bu sözün hakkını verecek, St. Regis Otel’in inanılmaz manzarasında denediğimiz kokteylleri bir de ellerimizle yapacağız. Öğle yemeğimizi harika bir restoranda yemek mi çok güzel, yoksa mekan mı kararsızlığı eşliğinde yiyeceğiz. Akşam yemeği için Küba’nın geçmişle, şimdiyle ve gelecekle kurduğu sıkı bağın simgelerinden sadece biri olan Amerikan arabalarımıza atlayıp çokça “Küba’da böyle bir yer nasıl olur?” tepkisiyle karşılaştığımız bir restoranda olacağız. Yemekten sonra Küba’da hayatın akışına kaptıracağız. Rüzgar nereye eserse…