Arjantin & Patagonya 06 - 15 Şubat 2026

6 Şubat akşamı İstanbul’dan ayrılıp, ertesi sabah Şili’in başkenti Santiago’ya iniyoruz. Ünlü Şili şaraplarına ev sahipliği yapan Casablanca vadisine doğru yola koyuluyoruz. Harika bir manzara eşliğinde butik bir bağ evinde şarap eşleşmeli çok özel bir yemek yiyeceğiz. Ardından Santiago’nun kültürel kalbi ve bohem ruhunun merkezi olan Lastarria bölgesindeki otelimize geçiyoruz. Şehrin en karakteristik mahallelerinden biri olan Lastarria, tarihi dokusu, dar sokakları ve zarif mimarisiyle bizi adeta geçmişe götürecek. Mahalle, sanat galerileri, antikacılar ve bağımsız kitapçılarla dolu. Santiago’nun bu en güzel mahallesini keşfetmek için boş vaktimiz olacak.

Güne biraz erken başlıyoruz ve bizi Şili Patagonya’sına götürecek olan uçağımız için yola çıkıyoruz. Puerto Natales’e indikten sonra Şili’nin gözbebeği, bir çok belgesele konu olan Torres del Paine Milli Parkı’na doğru yola çıkıyoruz. Parkın en fotojenik bölgelerinde kısa molalar vererek Torres del Paine’yi araçla dolaşmaya başlıyoruz. Şanslıysak doğal hayatın sıkı korunduğu parkta parkta puma bile görebiliriz. Parktaki öğle yemeğinden sonra biraz daha dolaşıp dönüş yoluna koyuluyoruz ve Puerto Natales’deki otelimize varıyoruz.

Bugün erkenden yola çıkıyoruz ve Patagonya’nın büyüleyici manzaraları eşliğinde El Chalten’e doğru yola koyuluyoruz. Akşamüstü otelimize varıyoruz ve akşam yemeğimiz için ayrılıyoruz.

Kahvaltımızın ardından erkenden Los Glaciares Milli Parkı’na giriş yapıyoruz. Burada yapacağımız yaklaşık 3 saatlik kolay ve yorucu olmayan bir yürüyüş ardından; dağcılar için en ikonik zirvelerden biri olan Cerro Torre’nin arkasında bulunduğu Lago Torre’ye ve Torre Buzulu’na varıyoruz. Burada dağ, göl ve buzuldan oluşan muhteşem manzarayı izleyip karnımızı doyurup dinlendikten sonra ise muhteşem manzaralar eşliğinde El Chalten’e dönüş için yürüyüşe başlıyoruz. Yürüyüşümüzün ardınan otobüs ile El Calafate’ye doğru yola çıkıyoruz.

Kahvaltımızın ardından dünyanın en aktif ve Patagonya’nın en büyük buzullarından olan Perito Moreno buzulunu ziyarete gidiyoruz. Buzuldan kırılan parçaların gölde oluşturduğu dalgaları izleyip, sürekli genişleyen ve çatırdayan buzulun ürkütücü sesini dinleyeceğiz. Yemek sonrasında ise buzulu farklı açılardan izleyebilmek için bir tekne ile buzul çevresinde yolculuğa çıkacağız. Unesco Dünya Mirası Listesi’ndeki Perito Moreno ihtişamıyla nefesinizi kesecek.

Perito Moreno gezisi sonrası bizi Ushuaia’ya taşıyacak olan uçağa biniyoruz. Sonunda Ateş Toprakları’nda, dünyanın en güneyindeki şehirdeyiz. Antarktika’ya daha yakın bir şehir yok! Ushuaia’daki akşam yemeğimiz sonrasında otelde dinlenmeye geçiyoruz.

Sabah kahvaltımızın ardından Tierra del Fuego Milli Parkı’na hareket ediyoruz. Güney Amerika anakarasındaki yolların sonu olan milli parkta Patagonya faunasına ait bir çok bitki ve hayvanı gözlemleme şansımız oluyor. Öğle yemeğimizin ardından dünyanın ucundaki şehirde tekneyle Beagle Kanalı’na açılıyoruz. Tekne yolculuğumuza deniz aslanı kolonilerinin yaşadığı adalarla başlıyoruz. Ardından “Dünyanın ucundaki fener”i ziyaret ediyoruz. Jules Verne romanlarının kapağında kullanılan bu fener aynı zamanda şehrin de sembollerinden biri. Tekne gezimiz sonrasında bizi Buenos Aires’e götürecek uçağıma binmek için havalimanına doğru yola çıkıyoruz.

Sabah kahvaltı sonrası gezimize İngiliz ve İspanyol koloni mimarisinin en güzel örneklerinin olduğu ve şehrin en havalı semtlerinden biri olan Recoleta’dan başlıyoruz. Burada Arjantin’in en önemli tarihi figürlerinden biri olan Evita Peron’un da anıt mezarının olduğu mezarlığı ziyaret ediyoruz. Ardındansa 1900’lerin başında tiyatro olarak inşa edilmiş ancak 2000’li yılların başında kocaman bir kitapçıya çevrilmiş Grand Splendid’i ziyaret ediyoruz. Öğle yemeğinden sonra ise Plaza de Mayo, Pembe Saray, Metropolitan Katedrali gibi önemli binaları gördükten sonra özel bir tango gösterisi izlemek ve akşam yemeği için yola çıkıyoruz. Tango gösterisinden sonra isteyenler kendilerini Buenos Aires’in gece hayatına bırakabilirler.

Sabah oteldeki kahvaltı sonrası Buenos Aires’in en tipik mahallesi olan tangonun doğum yeri La Boca’yı ve insanların sokaklarında durmadan dans ettiği rengarenk sokaklarını ziyaret ediyoruz. İtalyan göçmen işçiler tarafından kurulan, bir süre sonra mahallenin sembolü olan ve Maradona’nın takımı Boca Juniors’ın efsanevi stadyumu La Bombonera’yı gezmeye başlıyoruz. Öğle yemeğinde ise bölgedeki ünlü bir et restoranına gidiyoruz. Yemek sonrası Buenos Aires’in ünlü antika pazarının kurulduğu San Telmo mahallesine doğru yola çıkıyoruz. Burada geçireceğimiz serbest vaktin ardından dönüş yolu için havalimanına doğru yola çıkacağız.