Zaman yolculuğu yapabildiğimiz nadir ülkelerden biri olan gizemli Nepal’e gidiyoruz. Bir zamanlar hippiler gibi Sultanahmet’ten kalkan otobüslerle değil, tabi ki bir takım Patika dokunuşlarıyla. Dünyanın en eğlenceli, en renkli festivallerinden biri olan Holi’yi kutlayacağız. Nepal dilinde Bereket Tanrıçası anlamına gelen, dağcıların efsane noktası Annapurna’yı, Buda’nın doğduğu toprakları, sismik güçlere bile direnen bir cenneti keşfetmeye hazırsanız, başlıyoruz.
Katmandu uçuşumuzun ardından öğle saatlerinde otelimize yerleşip uçuşun yorgunluğunu atmak üzere biraz dinleniyoruz. Öğleden sonra Katmandu’nun hareketli ve bir o kadar renkli sokaklarında kaybolmak üzere bolca serbest zamanımız olacak. Ama öncesi Bhaktapur’u ziyaret edeceğiz. Kathmandu Vadisi’ndeki üç krallıktan birinin başkenti olan Bhaktapur’da zaman donmuş ve bugün hala insanların kendisinin içinde kaybolmasını bekliyor gibi. Bambaşka bir zaman diliminde dolaştığınızı hissedeceğinize hiç şüpheniz olmasın.
Kahvaltımızın ardından, Katmandu’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer alan eşsiz tapınaklarını ve meydanlarını keşfe çıkıyoruz.
Budizm’de taş ya da çamurdan yapılmış kubbemsi anıtlara stupa deniyor. Biz de bu yapıların en görkemlilerinden biri olan; Nepal’i yerle bir eden depremden önce, Katmandu’da hayatın etrafında döndüğü Boudhanat ile başlıyoruz.
Bu stupanın etrafında dönen insanlara katılacak, kendimizi, ruhumuzu dinleyeceğiz. Ardından Katmandu’nun mistik ve görkemli meydanlarını keşfetmek için yola çıkacağız. Sonrasında 16. Yüzyıldan Char Narayan’la birlikte, her biri farklı bir tanrıya adanmış onlarca tapınağı, Eski Katmandu Sarayı’nı, tanrıça Kumari’nin evini sarıp sarmalayan devasa Patan Meydanı’nda durup Budizm’in doğduğu ülkenin bir kısmını seyredeceğiz… Akşam ise Nepal lezzetlerine giriş
Bugün Nepal’in kendi Shangri-La’sı Pokhara’ya uçuyoruz. Etrafı görkemli Annapurna zirveleri ile çevrili, yeşil ve mavinin nefes kesen tonlarını görmek için sabah kahvaltımızın ardından, yaklaşık 20 dakikalık bir uçuş bizi bekliyor.
Otele yerleşme ve kısa bir molanın ardından, isteyenler Pokhara’non ortasında camgöbeği rengiyle pırıl pırıl parlayan devasa Phewa Gölü kıyısına inebilecek. Öğleden sonra, Pokhara’nın turistik olmayan merkezindeki iki turistik noktaya, suyun gökgürültüsü gibi çağladığı Devi’s Fall ve Gupteshor/Gupteswar Mağarası’na gitmek üzere otelden ayrılacağız.
Akşama doğru Phewa Gölü kıyısında Hinduların büyüleyici ritüellerinden biri olan Aarti törenini izleyebilecek ya da teleferikle yemyeşil ormanlar, çeltik tarlaları, otlaklar, küçük bahçeler arasındaki Pokhara Gölü’ne inilen Sarangkot Tepesi’ne çıkıp nefis bir günbatımı izleyebileceğiz
Bugün kendimizi Himalayalara doğru atıyoruz 🙂 Tabii yavaş yavaş… Önce jeep’lerimizle 1690 metre rakımdaki Ulleri’ye çıkacağız. Macera ise buradan itibaren başlayacak. Himalayalar’ın eteklerine kurulmuş olan köylerden geçerken hiç alışık olmadığımız, bilmediğimiz yaşamlar ile tanışacağız. Nepal’in tüm tırmanış noktaları hem kültürel hem de estetik açıdan dünyada kıyas kabul etmeyen bölgeler. Ghorepani’ye ulaştığımızda konaklayacağımız guesthouse’a yerleşecek ve tırmanışın yorgunluğunu atmak için dinleneceğiz.
Beşinci günün şafağında erkenden kalkacağız. Çünkü selamlayacak zirvelerimiz var. Gün doğumunda dünyadaki bütün dağcıların ve maceraperestlerin gözünü diktiği Annapurna ve Dhaulagiri zirvelerini selamlayacağız. 3200 metre rakımda gün doğumunu izledikten sonra dönüş yolu için Hansel ve Gretel misali manzaramızı takip ederek önce Ulleri köyüne yürüyeceğiz. Ardından jeepler ile Pokhara’ya döneceğiz. Pokhara’ya varışımızın ardından, otelimize yerleşip ertesi gün için enerji toplamak üzere erken yatacağız.
Bugün Happy Holi günü. Pokhara sokaklarında Holi kutlamalarına katılarak geçireceğiz günü. Dünyanın en renkli festivali olan Holi, kötünün iyiye karşı zaferinin ve baharın gelişinin coşkuyla kutlandığı çok özel bir gün. Holi biraz da, olumsuz her şeyi rengarenk boyayıp hayatın tüm zorluklarını su balonlarına koyup patlatmak demek.
Sabahtan akşama kadar birbirlerine renkli toz boyalar atıp, evlerinin damlarından aşağı kovalarla su boşaltan Nepallilerle birlikte gün boyu çocuklar gibi eğleneceğiz. Ömürlük stresimizi atacağımız bir macera bizi bekliyor. Sokaklarda yolumuzu kesen gençlerin “Happy Holiiiiiii” çığlıklarına biz de aynı şekilde karşılık verip bizi boyamalarına müsaade edeceğiz. Hatta biz de onları boyayacağız 🙂
Bugün Katmandu’ya geri dönüyoruz. Uçuşumuzun ardından Hinduların içinden kutsal Ganj Nehri’nin bir kolu geçtiği için en az Varanasi kadar kutsal kabul ettiği Pashupatinath Tapınağı’na gideceğiz. Buda olarak da bildiğimiz Siddhartha’nın günümüz Nepal’inde doğduğunu da unutmamalı. Burada da Varanasi gibi ölü yakma ve Aarti törenlerini izledikten sonra mistik bir ihtişamın simgesi dünya mirası alanlarından Bhaktapur’a geçeceğiz. Katmandu Vadisi’ndeki en eski, en iyi korunmuş bölge olan Bhaktapur’daki serbest zamanımızdan sonra ise otelimize dönüp dinlenme zamanı.
Otelde kahvaltımızdan sonra yaklaşık 7 saatlik uçuşumuzun ardından, akşam üzeri bambaşka insanlar olarak İstanbul’a inmiş olacağız. Bu ihtişamlı ve gizemli ülkenin bize kattıklarını hiç unutmayacak ve bir sonraki turumuzda yeniden görüşmek üzere vedalaşacağız.
