Deneyimin kendisinin varış yerinden daha önemli olduğu seyahatler için İspanyolcada özel bir sözcük var: Vacilando. İşte Meksika, bu sözcüğü anlamamızı sağlayan bir ülke. Meksika’ya yapacağımız bu seyahat, sadece varılacak bir yer değil, her anıyla yaşanacak bir deneyim olacak.
Bu ülkeye adım atarken, Turgut Uyar’ın “Geyikli Gece” şiirindeki, “Üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza” dizelerini hatırlamak, ölüm kavramını yeniden düşünmek ve tüm dünya şeflerinin hayran olduğu Meksika mutfağını tatmak için kaktüslerin vatanına gidiyoruz. Meksika, her şehrinde tarih, her sokağında kültür ve her köşe başında lezzet dolu anılar barındıran bir ülke olarak bizi karşılıyor.
Aztek ve Maya uygarlıklarının kesişimi Meksika toprakları. Bu iki büyük medeniyetin mirası, Meksika’nın her köşesinde kendini hissettirir. Antik tapınaklar, piramitler ve tarihi kalıntılar, bu topraklarda zamanın nasıl hem durduğunu hem de nasıl durmadığını anlatır. Latin Amerika’nın en çok ziyaret edilen ülkesi olan Meksika için her şeyi söyleyebilirsiniz ama sıkıcı diyemezsiniz derler. Bu sözün ne kadar doğru olduğunu anlamak için, Ölüler Günü’nden daha iyi bir fırsat olamaz.
Ölüler Günü (Día de los Muertos), Meksika’nın en önemli ve renkli festivallerinden. Her yıl 1-2 Kasım tarihlerinde kutlanan bu festival, ölüleri anmak ve onların anılarını yaşatmak için düzenlenir. Meksika’da bu özel günlerde, sokaklar ve mezarlıklar renkli çiçeklerle, süslemelerle ve altarlarla (sunaklar) dolup taşar. İnsanlar, sevdiklerinin ruhlarını onurlandırmak için özenle hazırlanmış altarlar kurar, yiyecekler ve içecekler sunarlar. Bu festival, ölümün yaşamın doğal bir parçası olarak kabul edildiği ve kaybettiklerinin neşeyle anıldığı bir kutlamadır. Ölüler Günü kutlamaları sırasında, Meksika’nın zengin kültürel mirasını ve geleneklerini daha yakından tanıma fırsatı bulacağız.
Meksika mutfağının dünya çapındaki ününün hakkını verecek bir gezi planladığımızdan bahsetmeden geçmeyelim. Taco, enchilada, guacamole, mole sosları ve daha birçok lezzetli yemeği deneyerek, Meksika’nın gastronomik zenginliklerinde kaybolacağız. Her yemeğin arkasında yatan tarihi, coğrafi sebepleri ve kültürel arka planını hissederek gezeceğiz.
Meksika’nın kaktüslerle dolu çölleri, tropikal ormanları, büyüleyici plajları ve renkli şehirleri, her anımızın bir anıya dönüşmesine katkı sunacak. Vacilando’nun ruhunu yaşayarak, bu yolculuk boyunca deneyimlerin ve anıların ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlayacağız. Meksika, her köşesinde farklı bir hikaye barındıran, keşfedilmeyi bekleyen bir devasa bir ülke.