Japonya – Sakura 4 - 12 Nisan 2026

4 Nisan’da kalkacak olan uçağımız için İstanbul Havalimanı’nda buluşup seyahat arkadaşlarımızla tanışıyoruz. Osaka Kansai Havalimanı’na aynı günün akşamı varıp, önümüzdeki yoğun programa hazırlanmak için otelimize geçiyoruz. Ancak tabii ki dinlenmeye değil, gezmeye geldik diyen Patika’cılar için gece yeni başlıyor. 😊 Osaka’nın rengarenk geceleri, sokak lezzetleri ve aşırı sıcakkanlı insanıyla meşhur olduğunu hatırlatalım.

Kahvaltının ardından, Japonya’nın en simgesel yapılarından biri olan Osaka Kalesi’ni ziyaret ediyoruz. Gerek mimarisiyle gerek bahçeleriyle türünün en iyi örneklerinden biri kabul edilen bu tarihi yapı, sakura mevsiminde bambaşka bir güzelliğe bürünüyor. Eğer şanslıysak, kiraz çiçekleri kalenin etrafındaki bahçeleri bir tabloya çevirmiş olacak. Öğle yemeğinde rotamızı yeniden şehre çeviriyor, Osaka mutfağının yıldızlarından biriyle tanışıyoruz: Okonomiyaki. Bu yerel lezzet, hem damağa hem göze hitap eden bir sokak klasiği. Öğleden sonra, şehrin enerjisinin en yoğun hissedildiği iki ikonik bölgeye gidiyoruz: Dotonbori ve Shinsaibashi. Reklam tabelaları, sokak atıştırmalıkları ve alışveriş caddeleriyle dolu bu renkli merkezde kısa bir gezintinin ardından serbest zaman. Dileyen alışveriş yapabilir, dileyen sokak lezzetlerini keşfetmeye devam edebilir. Bugünü Japonya’nın bir başka mutfak geleneğiyle noktalıyoruz: Teppanyaki akşam yemeği bizi bekliyor. Şefin canlı performansına tanık olurken, Japon mutfağının inceliklerini lezzetli bir şekilde deneyimliyoruz.

Kahvaltı sonrasında kısa bir yolculukla Japonların önemli bir dini merkez olarak kabul ettiği Nara şehrine geçiyoruz. Bu bölgede oldukça tarihi ve kutsal parklar ve tapınaklar bulunuyor. İnsanlara oldukça alışkın olan dost canlısı geyiklerin de özgürce dolaştığı parklarda koruma altındaki bu geyikleri besleyip onlarla fotoğraf da çektirebilirsiniz. Japonya’nın ve dünyanın en büyük ahşap tapınaklarından Todai-ji’yi ziyaret ettikten ve öğle yemeğimizi yedinkten sonra Kyoto’ya doğru yola çıkıyoruz. Japonya’nın eski başkenti olan ve bugün de hala kültürel başkent olarak kabul edilen Kyoto’ya varır varmaz, kendimizi şehrin en ünlü pazarı olan Nishiki’ye atıyoruz. Pazardeki serbest vaktimizin ardından akşam yemeğimiz şehrin en güzel restoranlarından birinde olacak.

Bugün sabah kahvaltımızın ardından giymesi oldukça zahmetli olan geleneksel Japon kıyafeti kimonolarımızı giyip, çay seremonisi katılarak geleneksel kültüre giriş yapıyoruz. Öğle yemeğimizi lokal bir restoranda alıp, ardından şehrin simgelerinden Kiyomizu-Dera Tapınağı’nı ziyaret edeceğiz. Tapınak kompleksinin hemen aşağısında bulunan, Japon mimarisinin en güzel ve geleneksel örneklerini görebileceğimiz Ninnenzaka ve Sannenzaka caddelerindeki serbest zamanımızdan sonra akşam yemeğimize geçiyoruz. Kyoto’daki son gecemizde isteyenlerle Kyoto’nun ufak ve gizli barlarını keşfe çıkacağız.

Bugün yola erkenden çıkıyoruz çünkü ilk hedefimiz, gökyüzüne kadar uzanan bambuların doğal yollarla oluşturduğu ormana henüz kalabalık basmadan, erkenden gidip Arashiyama’nın tadını çıkarmak olacak. Ardından şehrin simgelerinden de olan altın tapınak Kinkaku-Ji’ye geçiyoruz. Sonrasında ise arkasındaki dağa tırmanan binlerce kırmızı tori kapısı ile ünlü olan Fushimi İnari Tapınığı’na geçeceğiz. Öğle yemeğimizden sonra ise Japonya’nın ünlü hızlı treni Shinkansen’e binip başkent Tokyo’ya geçiyoruz. Japonya’nın ünlü Wagyu etlerini tadabileceğimiz akşam yemeğinin ardından konaklayacağımız otele check in yapıp dileyenler ile Tokyo gecelerine giriş yapabiliriz.

Bugün sabaha unutamayacağınız bir deneyim olan Sumo Antremanını izleyerek başlıyoruz. Ardından şehrin en özel parkı Shinjuku Gyoen’de Sakura ağaçlarına hayran kalarak güne devam edeceğiz. Öğle yemeğimizden sonra ise şehrin renkli semtlerinden biri olan, mimari, alışveriş ve moda merkezi Ginza’ya gidiyoruz. Burada alışveriş yapmak ya da sadece sokaklarda kaybolmak isteyenler için akşam yemeğine kadar serbest zamanımız olacak. Akşam yemeği için gideceğimiz restoranın, tüm Tokyo’yu ayaklarımızın altında hissedeceğimiz görkemli akşam manzarasının da Japonya’nın en iyilerinden biri olduğunu belirtelim. Dileyenlerle gecenin devamına mikro barları ve Japonya’nın en işlek gece hayatı ile nam salmış Shinjuku bölgesini ziyaret edebiliriz.

Bugün sabah erken saatlerde yola koyulup, Hakone köyünde bulunan Açık Hava Müzesi’ni ziyaret edeceğiz. Öğle yemeğinden sonra ise en iyi Fuji manzaralarından birine sahip olan Oshino Hakkai köyünü ziyaret ediyoruz ve arından Japonya dediğimizde aklımıza ilk gelen nokta Fuji Dağı’nı tüm görkemiyle izlemek ve bu devasa dağın ihtişamına -şanslıysak Sakura ağaçlarının gölgesinde- şahit olabilmek için Fujikawaguchiko köyüne gidiyoruz. Tokyo’ya döner dönmez Kill Bill filminden hatırlayacağınız, Tokyo’nun en ünlü restoranlarından birine gideceğiz.

Sabah kahvaltımızın ardından ilk olarak Meiji Tapınağına gidecek sonra Tokyo’nun en popüler mahallelerinden Harajuku’yu keşfederek varacağımız Shibuya’da, dünyanın en ünlü yaya geçidinden binlerce insanla aynı anda geçeceğiz. Son öğle yemeği için ise planımız, yiyebildiğimiz kadar sushi yemek 😊. Ardından şehrin simgelerinden Senso-Ji Tapınağı’nı ziyaret edecek ve çevresindeki eski Tokyo ambiyansını hala korumayı başaran Asakusa’yı keşfedeceğiz. Bölgenin geleneksel bir restoranında alacağımız öğle yemeğinden sonra pek çok müzeye ilham kaynağı olmayı başarmış ve hayal gücümüzün sınırlarını zorlayacak unutulmaz bir müze deneyimi için dijital sanat müzesi TeamLab Borderless’ı ziyaret edeceğiz. Bu uzun günün ardından bizi İstanbul’a götürecek uçağımız için havalimanına doğru yola çıkıyoruz. 12 Nisan sabahı İstanbul Havalimanı’ndayız.