1. ve 2. Gün İstanbul & Delhi & Agra
İstanbul Havalimanı’nda buluşup, sabah saatlerinde Delhi’ye ineceğiz. Delhi’yi keşfetmemize daha var. İlk istikamet bir zamanlar Babür İmparatorluğu’nun başkenti olan, kültür, bilim ve ticaretin merkezi Agra. Dört buçuk saatlik bir yolculuğun ardından otelimize yerleşecek Agra’yı keşfe çıkacağız.
İlk durağımız Kırmızı Kale olarak da bilinen Agra Kalesi. Şah Cihan’ın oğlu Aurangzeb tarafından babasının şahsi cezaevi olarak kullandığı kırmızı kum taşından Tac Mahal’in gölgesinde kalsa da, güzelliğiyle göz alan kale. Babasını neden saraya hapsettiğini anlatmak için biraz Tac Mahal’in inşasından bahsetmeli.
Babür İmparatoru Şah Cihan, imparatorluğun uzak uçlarında birbiri ardına çıkan isyanları bastırmak için, ordusuyla iki yıl boyunca şehir şehir gezer. Elbette biricik aşkı, kraliçesi Mümtaz Mahal de onunladır. Bu zorlu seyahatler sırasında 14. çocuğuna hamile kalan kraliçe doğum sırasında hayatını kaybeder. Şah Cihan, çektiği acının büyüklüğü kadar görkemli bir anıt mezar inşa etmeye karar verir. Kırmızı Kale’nin kalbinde başlayan inşaat için 20 bin işçi toplanır. Bu kadar uzun yıllar boyunca bu kadar büyük bir iş gücünü beslemek için Şah Cihan, Agra’ya tahıl yönlendirerek ülkenin diğer bölgelerinde kıtlık yaratır. imparatorluk hazinesi giderek küçülür ve neredeyse imparatorluğun yıkılmasına neden olur. Oğlu Aurangzeb, 1658’de babasını devirerek onu Kırmızı Kale’de hapse atar. Şah Cihan, sekiz yıl boyunca, aşkın ve yasın uğruna 20 bin insanın işgücü, koca bir imparatorluğun hazinesine mâl olan bu mezara bakar.
Geç kalmış bir love bombing’in hapishaneye dönüştürdüğü kaleden çıkıp, yerel bir restoranda Hint mutfağı ile tanışacağız. Yepyeni baharat isimleri öğrenmeye hazırlanın. Sonrasında, günbatımına yetişmek üzere Taj Mahal’in tam karşısındaki Babür bahçesi Mehtap Bagh’a gideceğiz. Akşam yemeğimi sonrasında odalarımızada dinlenmeye geçiyoruz. Sabah erken kalkacağız, malum.