Bir ses, bir devrim, bir kıta.

Kahveni al, 3 dakikalık kısa ama harika bir hikaye anlatacağız.

“Belki bir gün, belki bir süre sonra”

1970’lerin Detroit’indeyiz. Amerikan rüyasının çökmeye başladığı, sanayinin gerilediği, sokakların işsizlik ve protestolarla dolup taştığı bir dönem. Bir zamanların otomotiv başkenti, artık terk edilmiş fabrikalar ve kaybolan umutlarla anılıyordu. Şehir, ekonomik çöküşün ve ırksal gerilimlerin tam ortasında sıkışıp kalmıştı.

Motown’un altın çağı sönmeye yüz tutarken, rock sahnesi de kendine yeni bir kimlik arıyordu. İşte tam bu atmosferde, Detroit’in arka sokaklarından sessizce bir adam çıktı: Sixto Rodriguez.

Rodriguez, kısa bir süreliğine Amerikan müzik endüstrisinde yerini aldı. İki albüm çıkardı: “Cold Fact” ve “Coming From Reality”. Sixto Rodriguez, Bob Dylan’ı andıran derin bir şiirsellik ile hayatın sert gerçeklerini müziğe döküyordu. Şarkıları sistemin çürümüşlüğü, hayatın adaletsizliği üzerineydi. Ama Detroit’te büyük çıkış yapmak, o dönemde bir piyango bileti kazanmaktan farksızdı ve Rodriguez’in bileti hiç çekilmedi. Amerika’da sattığı albüm sayısı, büyük ihtimalle annesinin zorla dağıttıkları kadardı.

Amerika’nın -açlığı hiç dinmeyen- müzik endüstrisi, bir çok genç gibi onu da yuttu. Rodriguez sahnelerden çekildi, uzun bir süre inşaat işçisi olarak yaşamını sürdürdü. Hikaye burada bitmiş gibi gözüküyor değil mi?

Yok yok, daha yeni başlıyoruz.

 

“Sugar Man, beni kurtar.”

Rodriguez’in şarkılarından biri olan “Sugar Man” , tamamen tesadüfi bir şekilde Güney Afrika kıyılarında yankılanmaya başladı. Apartheid döneminin kapalı dünyasında, bu şarkı bir kasetten diğerine, bir radyodan başka bir radyo yayınına geçti. Sözleri, Apartheid rejiminin baskısı altında yaşayan Güney Afrikalı gençlerin isyan marşına dönüştü.

Rodriguez, Güney Afrika’da bir rock yıldızı olmuştu. Ama bundan haberi yoktu.

Yıllar geçti, Apartheid rejimi yıkıldı(’94). Rodriguez’in Güney Afrika’da 500.000’den fazla albüm sattığı, isimlerinin ev partilerinde yankılandığı, duvarlara posterlerinin asıldığı bu dönemde, kendisi Detroit’te ufak barlarda bir sandviç parasına sessizce gitar çalmaya devam ediyordu. Güney Afrika’da insanlar onun kim olduğunu, nerede olduğunu bilmiyordu. Hatta birçok kişi, onun sahnede kendini vurduğuna dair söylentilere inanıyordu.

Derken 90’ların sonunda, iki Güney Afrikalı hayran—Stephen Segerman ve Craig Bartholomew—bu gizemi çözmeye karar verdi. Bu sıradan iki kişi, hem internet forumlarında hem de Amerika’daki bağlantıları aracılığıyla Rodriguez’in izini sürdü.

Ve bir gün, Detroit’te bir telefon çaldı. Rodriguez’in karşısındaki ses ona, farkında bile olmadığı bir şöhretin hikayesini anlatıyordu. Hayatının büyük bir kısmında, müziğinin bu kadar geniş bir kitleye ulaştığının hayalini bile kurmamıştı oysa.

 

“Motown’dan Cape Town’a”

1998’de Rodriguez, onu Güney Afrika’ya götüren uçağa sıradan bir adam olarak bindi. İndiğinde ise havalimanında binlerce kişi onu bir rock yıldızı gibi(!) karşıladı. Cape Town’daki konserinde, stadyum ağzına kadar doluydu. İnsanlar onun şarkılarını ezbere söylüyor, ismini bağırıyordu. Onu ölü sanan insanlar, sahnede şarkılarını söyleyen adamı izlerken gözyaşlarına boğuluyordu.

Masa Dağı’nın gölgesinde, kayıp bir efsane hayata dönmüştü. Rodriguez, şaşkınlık ve mutluluk arasında gidip gelirken, belki dünyanın en ünlü yıldızlarından biri olamadı ama, dünyada şöhretin değiştiremediği ender yıldızların başında geldiği şüphesiz. Rodriguez -Güney Afrika’ya sık sık gitse de- hayatının sonuna kadar Detroit’deki mütevazi hayatına devam etti.

Bugün, insanlar hala Rodriguez’i ve “Sugar Man” şarkısını hatırlıyor. Çünkü bu hikaye, müzikle, sonsuz olasılıklarla ve sürprizlerle dolu bir dünyada olduğumuzu hatırlatıyor belki de hepimize.

Bazen hayat ikinci bir perde açar. Bazen bir şarkı, bir ülkenin kaderine dokunur. Ve bazen bir yolculuk, sizi hiç tahmin etmediğiniz bir hikâyenin içine çeker.

Kim bilir, belki de Cape Town’da Long Street’de dolaşırken, gözümüz Mabu’nun vitrinine takılır, “ Sugar Man in gerçek sahibi olan topraklardan bir Rodriguez plağıyla döneriz eve.

Bu hayal seni biraz heyecanlandırdıysa, gelecek Güney Afrika yolculuklarımıza dair tüm detayları buradan inceleyebilirsin.

Yok ben Sugar Man şarkısını merak ettim Patika’cım dersen, onu da buradan dinleyebilirsin.

Gelecek Turlar